uyoTP. Entübe hasta iyileşir mi? sorusunun yanıtı gündemin merak edilen konuları arasında yer alıyor. Covid-19 nedeniyle dünya çapında normalden çok daha fazla hastanın yoğun bakımda tedavi görmesi gerektiği için tedavi yöntemleri de değişebiliyor. Hastanelerin yoğun bakım ünitelerinde, hastaların nefes alması ve diğer temel fonksiyonlarını yürütmesine yardımcı olan ve vücuda ilaç pompalayan gelişmiş makineler aracılığıyla yaşam savaşı veriliyor. Peki, entübe nedir, ne kadar sürer? Entübe hastalar hemen iyileşir mi?ENTÜBE NEDİR?Entübasyon olarak da belirtilen entübe, solunumun veya solunum yolunun güvenliğinin bozulması ya da bozulma riskinin oluşması durumunda hava yolunun korunması, devamlı havalandırma sağlanması, gerekirse ilaç verilmesi amacıyla, suni solunuma geçmek için laringoskopi veya özel aparatlar yardımıyla solunum yoluna ağız ya da burun yoluyla özel bir tüp yerleştirilmesi kendine yeterli soluk alamama durumu olarak da tanımlanabilen solnum yetmezlikli hastaları solunum cihazına bağlayabilmek için ağızdan nefes borusuna ulaşan bir boru takmak gerekir. Bu boru takma işlemine "entübasyon" pek çok ameliyatta, ameliyatı yapabilmek için hastayı uyutmak ve kaslarını gevşetici ilaçlar vermek gerekir. Bu ilaçlar hastanın kendi kendine nefes almasına engel olduğundan ameliyat süresince hastanın solunum cihazına bağlanması ve bunun için de entübe edilmesi HASTA İYİLEŞİR Mİ?Pek çok Covid-19 hastası için, akciğerlerinin yerini otomatik olarak alan bir solunum cihazına bağlanmaları normale dönmelerinin daha da uzun süreceği anlamına cihazı kendi kendilerine yapamadıklarında hastaların akciğerlerine oksijen doldurmalarına ve ciğerlerinden karbondiyoksit çıkarmalarına yardımcı yaraması için ağır sakinleştirici altındayken ağız ya da burunlarından içeriye bir tüp bağlanması soluk borularına bir tüp yerleştirilmesi için ameliyat ediliyor ve bu tedavi sürecini daha da karmaşık hale Galler ve Kuzey İrlanda'da yapılan bir araştırmanın sonucunda hazırlanan 4 Nisan tarihli rapora göre, hastalar yoğun bakım ünitesinde genellikle 4 ya da 5 gün paylaşılan 2 bin 249 hastalardan sadece yüzde 15'i yoğun bakımdan bir oranda hasta, hayatını kaybetti. Çoğunluğunun, yani yaklaşık kişinin ise durumu kritik olmaya devam istatistiklere bakarken dikkatli olmak gerekiyor. Yoğun bakımdan çıkma ve hayatta kalma oranları ülkelere göre hazırlanan bir rapor, "gelişmiş solunum desteği" alan Covid-19 hastalarının yüzde 67'sinin hayatını kaybettiğini ortaya koydu. Çin'de solunum cihazına bağlanan hastaların sadece yüzde 14'ünün hayatta kaldığı almayı öğrenmekYoğun bakım ünitesindeki uzun bir tedavi sürecinden sonra hastaların yürümeyi hatta nefes almayı yeniden öğrenmesi için fizyoterapiye ihtiyaç duyması sık görülen bir geçirmiş ve travma sonrası stres bozukluğu yaşıyor kadar uzun süre tedavi görürlerse, yeniden kendileri olduklarını hissetmeleri o kadar uzun zaman Royal Gwent Hastanesi'nden yoğun bakım danışmanı Doktor David Hepburn, "Yoğun bakım hayatınızı değiştiren bir tecrübedir. İyileşme gösterseniz bile çok fazla şeye mal olacaktır" diyor."Hastalarımız uyandığında, o kadar zayıf oluyorlar ki yardım almadan oturamıyorlar. Pek çoğu kolunu bile kaldıramayacak kadar zayıf oluyor."Eğer tedavi süreci entübe olmalarını ve hortumla beslenmelerini gerektirirse, konuşma ve yutkunma sorunları Hepburn, "Bazıları travma sonrası stres bozukluğu, vücut şekliyle ilgili ya da bilişsel sorunlar yaşayabiliyor" diyor."Zamanla durumları daha iyiye gidiyor. Ancak bu bir yılı alabiliyor ve bunu sağlamak için bir fizyoterapist, konuşma terapisti, psikolog ve bakıcı gibi kişileri kapsayan geniş bir desteğe ihtiyaç duyabiliyorlar" Hepburn, yoğun bakım ünitesinde geçirilen zamanın, uzun vadede bakılması gereken sağlık durumlarının sadece görünen yüzü olabildiğini kaydediyorlar."Solunum cihazındaki birkaç hafta tüm süreçte sadece bir dipnot."Yoğun bakım psikozuYoğun bakım psikozu ve deliryum da oldukça yaygın ve yoğun bakım hastalarının yüzde 25 ila 33'ünü etkilediği tahmin gazeteci David Aaronovitch, 2011 yılında zatürre nedeniyle gördüğü tedavi sırasında kendisine sakinleştirici verilmesinin ardından yoğun bakım ünitesinde gözlerini açtığı deneyimini BBC'ye anlattı."Açıkça konuşmak gerekirse, giderek daha fazla delirdim. İşitsel sanrılar yaşıyordum. Sohbetlere kulak misafiri olabildiğimi zannediyordum ama tabii ki böyle bir şey aslında yoktu.""Başıma aslında gelmemiş şeylerin geldiğini sanıyordum. Zaman içerisinde, hastane çalışanlarının beni zombiye dönüştürdüğüne inanmaya başladım. En sonunda da beni yemeye karar verdiklerini düşünüyordum."Aaronovitch, "Orada geçirdiğim 3-4 gün, hayatımın en dehşet verici zamanıydı" sonra çok sayıda insanın benzer tecrübelerden geçtiğini öğrendim. Bu olgu 1960'lı yıllarda yoğun bakım hastalarında bu durum için bir dizi açıklaması var, hastalığın kendisinden tutun da beyindeki oksijen eksikliği, uyutmak ve rahatlatmak için verilen ilaçlar ve hatta ilaçların kesilmesi nedeniyle baş gösteren Aaronovitch, yoğun bakım psikozu hakkında çok az konuşulduğunu çünkü hastaların aklını kaçırmış damgası yemekten korktuklarını edilen hasta ne kadar zamanda eve dönebilir?Sağlık çalışanları ne kadar sakin ve iyi yetişmiş olursa olsunlar, yoğun bakım üniteleri stresli Bakım Tıbbı Profesörü Hugh Montgomery, "İşkencede kullanılabilecek şeyleri düşünün, bunların çoğunu yoğun bakımda tecrübe edersiniz" gazetesine yaptığı açıklamada, hastaların çıplak ve savunmasız olduklarını anlattı. Gelişigüzel zamanlarda alarm sesleri duyduklarını, geceleri uykularının tıbbi prosedürler ve ilaç takviyesi için bölündüğünü ve rahatsızlık ile oryantasyon bozukluğu yaşadıklarını zaman kafaları karışık, korku dolu ya da tehdit altında nedenle yoğun bakım ünitesinden çıktıktan sonra eve döndüklerinde hastalar ve hatta ailelerinin travma sonrası stres bozukluğu yaşamaları şaşırtıcı zorluk çekebiliyorlar ya da yoğun bakım ünitesinde geçirdikleri zamanı Ulusal Sağlık Hizmetleri hastaların iyileşirken tecrübelerini anlamlandırabilmesi için ailelere bir yoğun bakım günlüğü tutmalarını temel fonksiyonlarının makineler tarafından yerine getirilmesi, vücudun yeniden çalışabilmesi için uzun bir zaman geçeceği ve hastaların kaslarının zayıflamış olabileceği anlamına Johns Hopkins Üniversitesi'nde yapılan bir çalışma, hastaların yoğun bakımdaki her gün için takip eden iki yılda kas gücünün yüzde 3 ila 11'ini kaybettiğini ortaya iyileşme süreciPek çok Covid-19 hastası için, akciğerlerinin yerini otomatik olarak alan bir solunum cihazına bağlanmaları normale dönmelerinin daha da uzun süreceği anlamına cihazı kendi kendilerine yapamadıklarında hastaların akciğerlerine oksijen doldurmalarına ve ciğerlerinden karbondiyoksit çıkarmalarına yardımcı yaraması için ağır sakinleştirici altındayken ağız ya da burunlarından içeriye bir tüp bağlanması soluk borularına bir tüp yerleştirilmesi için ameliyat ediliyor ve bu tedavi sürecini daha da karmaşık hale Galler ve Kuzey İrlanda'da yapılan bir araştırmanın sonucunda hazırlanan 4 Nisan tarihli rapora göre, hastalar yoğun bakım ünitesinde genellikle 4 ya da 5 gün paylaşılan hastalardan sadece yüzde 15'i yoğun bakımdan bir oranda hasta, hayatını kaybetti. Çoğunluğunun, yani yaklaşık kişinin ise durumu kritik olmaya devam istatistiklere bakarken dikkatli olmak gerekiyor. Yoğun bakımdan çıkma ve hayatta kalma oranları ülkelere göre hazırlanan bir rapor, "gelişmiş solunum desteği" alan Covid-19 hastalarının yüzde 67'sinin hayatını kaybettiğini ortaya koydu. Çin'de solunum cihazına bağlanan hastaların sadece yüzde 14'ünün hayatta kaldığı belirtiliyor. 'Adım adım' prensibi61 yaşındaki Hylton Murray-Phillipson, Covid-19 belirtileri göstermesinin ardından kötüleştiğinde bir solunum cihazına zamanda bir tüp aracılığıyla besleniyordu ve vücut ağırlığının yüzde 15'ini kaybetti. Hastaneden ayrıldıktan sonra yürümeyi yeniden öğrenmesi tedavi sürecini "adım adım" olarak yaptığı açıklamada, "Bir sandalyede 3 saat dik oturabilmek harika hissettirdi" için "ikinci bir şans" verilmesi nedeniyle minnettar olduğunu söylüyor ve daha önce olmasını normal karşıladığı şeylerin değerini bilmeyi öğrendiğini anlatıyor."Kuşların cıvıldaması, nergisler, mavi gökyüzü. Hastanedeyken, kızarmış ekmek ve marmelat hayalleri kuruyordum, varlığını normal gördüğünüz şeyleri" diyor."Zaman içerisinde sıvı gıda verilmeye başlandı, ve sonra, çok şükür pırasa ve patates çorbası!""Bütün hayatımı bunları yiyerek geçirebileceğimi hissettim!" Koronavirüs Gündem Güncel Haberler Amaç Evde bakım için spontan solunum veya mekanik ventilatör MV desteği ile taburcu edilen trakeostomize hastaların evde yaşadıkları sorunların ve çözüm yollarının tespit edilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem 2004-2010 yılları arasında, genel yoğun bakım YB ünitemizden taburcu edilen 30 hastanın verilerini retrospektif olarak inceledik. Hastalar, yatış tanılarına göre serebrovasküler hastalık SVH, kronik obstrüktif akciğer hastalığı KOAH akut alevlenmesi ve diğerleri olmak üzere üç gruba ayrıldı. Hastaların Glasgow koma skorları GKS, mekanik ventilatör desteği, evde yaşam süreleri, evde yaşanılan sorunlar ve ölüm nedenleri kaydedildi. Bulgular Hastaların %80’i MV desteği ile taburcu edildi. %23,3’ü hala yaşamaktadır. Yedi yıllık total mortalite oranları SVH, KOAH akut alevlenmesi ve diğerleri gruplarında sırasıyla %92,8, %66,6 ve %57,1 idi. Taburculuktaki GKS düşük ve yaşlı hastalarla evde yaşam süreleri düşük bulundu p<0,05. Evde en sık ölüm nedeni hava yolu sorunlarıydı. Sonuç Evde mortalitenin en önemli nedenleri hava yolu ve mekanik ventilatör sorunlarıydı. Bu sorunları azaltmak için daha sık hekim ziyareti gerektiği düşünülmektedir. GKS düşük trakeostomili hastaların evde bakım için taburcu edilmesindeki avantaj-dezavantaj oranını klinisyenlerin bir kez daha düşünmeleri gerektiğine inanıyoruz. Türk Yoğun Bakım Derneği Dergisi 2011; 9 99-102 Anahtar Kelimeler Trakeostomi, evde bakim, mekanik ventilasyon Giriş Serebrovasküler hastalık SVH sekeli, ileri dönem kronik obstrüktif akciğer hastalığı KOAH akut alevlenmesi ve nöromüsküler hastalıklar genellikle kronik solunum yetmezliği ve/veya yutma güçlüğüne neden olup, hastaların büyük bir kısmı yoğun bakımda YB uzun dönem solunum desteğine ihtiyaç duymaktadır. Bu hastalara avantajlarından dolayı genellikle perkütan yolla olmak üzere trakeostomi açılmaktadır 1,2. Ancak bu hastaların uzun süre YB’da kalmasıözellikle enfeksiyon, ekonomik ve sosyal entegrasyon sorunlarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Ülkemizde bu tür hastaların bakımını yapacak merkezler yaygın olmadığı için evde bakım ile ilgili düzenlemeler gündeme gelmiştir. Bu hastalar için evde non-invaziv solunum desteği için yeni ventilatörler geliştirilmesine rağmen, uyum sorunu yaşayan veya yutma refleksi yeterli olmayan ve sekresyon kontrolünü sağlayamayan hastalarda solunum desteğinin trakeostomi ile sağlanmasıöncelik kazanmıştır. Bazı hastalar trakeostomiden sadece oksijen desteğiyle yeterli ventilasyon ve oksijenizasyonu sağlarken, bazıları mekanik ventilatör MV desteğine ihtiyaç duymaktadır. Çalışmalarda, uzun dönem trakeostomili hastaların rehabilitasyonunda evde bakımın, düşük maliyet, kaliteli sosyal destek ve yaşam kalitesinde artış açısından önemi vurgulanmıştır 3-5. Ancak bu hastalarda muhtemelen gelişen trakeostomi ya da MV sorunlarıyla ilgili elimizde yeterli bilgi bulunmamaktadır. Çalışmanın amacı, trakeostomi ile evde bakım için taburcu edilen hastaların kısa ve uzun dönem sonuçlarının değerlendirilerek, evde yaşanılan sorunların ve çözüm yollarının tespit edilmesidir. Gereç ve Yöntem Çalışmamızda, 2004-2010 yılları arasında genel YB kliniğimizden trakeostomi ile evde bakım için taburcu edilen yaşları 31-93 arasında olan 15 erkek 15 bayan 30 hastanın tıbbi sonuçlarını retrospektif olarak değerlendirdik. Trakeostomiler, Griggs 6 yöntemiyle perkütan trakeostomi seti Portex Percutaneous Tracheostmy Kit, Smith Medical Australasia Pty. Ltd. Brisbane, Australia kullanılarak açıldı. Hastalar, uzun dönem 7 günden fazla MV desteğine ihtiyaç duyan, yutma güçlüğü ya da santral sinir sistemi yetmezliğinden hava yolunu koruyamayan kişilerdi. Trakeostomilerin kapatılmama endikasyonları; hastaların MV desteğinin kesilememesi, hava yolunu koruyamamaları olarak belirlendi. Hastaların YB’a giriş ve çıkışlarındaki Glasgow koma skorlaması GKS 1 ve GKS 2 değerlendirilerek kayıtları yapıldı. Hastalar yatış tanılarına göre, Grup 1 SVH n=14, Grup 2 KOAH akut alevlenmesi n=9, Grup 3 Diğerleri postoperatif hastalar, sepsis, kronik böbrek yetmezliği, intoksikasyon, travma n=7 olmak üzere 3 gruba ayrıldı. Evde bakım nedeniyle trakeostomili olarak taburcu edilen hasların MV desteğinin olup olmayışı, evde hasta bakıcının hastayla ilgili yaşadığı sorunlar; havayolu sorunları trakeal aspirasyonun yapılamaması, aşırı sekresyonlar ve tıkaç oluşumu, mide içeriği aspirasyonu trakeostomi kanül dislokasyonu MV sorunları ventilatörün basmaması, sık alarm vermesi, hava kaçağı olması, hastanın solunum sıkıntısının artması ve diğer sorunlar enfeksiyon, bası yarası, hastaların evde yaşadığı süre, mortalite oranları ve ölüm sebebi hasta yakınlarıyla telefon ile ya da yüz yüze görüşülerek kaydedildi. Ev tipi MV’ün ayarları en son YB’da aldığı MV desteğinin ayarlarına göre belirlendi. Oral alamayan ya da yutkunma refleksi bozuk olan trakesostomili hastalara taburculuk öncesi gastroenteroloji uzmanı tarafından perkütan endoskopik yolla kalıcı gastrostomi PEG sondası yerleştirildi. Hastaların beslenme şekilleri kaydedildi. Hastaların yakınlarından gönüllü olanlara taburculuk öncesi 1 hafta süreyle YB doktoru ve hemşiresi tarafından hava yolu kontrolü, trakeal aspirasyon ve MV ile ilgili teorik ve uygulamalı eğitim verildi. Eğitim sonunda yeterli görülen kişiler 1 hafta hastayı serviste hemşire kontrolünde takip etti. Serviste de hasta yakınının başarılı görülmesi üzerine hastanın taburculuğuna karar verildi. Hastaların taburculuktan 15 gün sonra YB hekimi tarafından ziyaret edileceği söylendi. Hasta bakıcının herhangi bir sorunla karşılaştığında YB hekimine ulaşıp sorunun çözümüyle ilgili bilgi alması belirtildi. Hasta bakıcıların YB hekimini aramaları ve içeriği kaydedildi. İstatistiksel analiz, SPSS 17,0 programı yardımıyla yapıldı. Veriler sayı veya ortalama ± standart sapma olarak sunuldu. Parametrik veriler bağımsız örneklem t-testi ile karşılaştırıldı. Verilerin birbiriyle ilişkilerinde Pearson korelasyon testi kullanıldı. P≤0,05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Bulgular 2004-2010 yılları arasında genel YB kliniğimizde trakeostomi açılan hastaların %30,9’nu evde bakım için trakeostomili olarak taburcu ettik. Tablo 1’de hasta demografik özellikleri verilmiştir. Grup 3’ün yaş ortalaması Grup 1 ve 2’ye göre anlamlı derecede küçüktü p<0,05. Evde yaşam süreleri açısından, istatistiksel olarak fark olmamasına karşın, en kısa süre Grup 1 hastalarına aittir. Ayrıca, evde ölen hasta sayısı ve MV desteğinin olup olmayışı açısından gruplar arasında anlamlı fark yoktu. 24 hasta %80 MV desteği ile gönderildi. 6 %20 tanesi 1 hafta içinde öldü ve hepsi de MV desteği alıyordu. Bu hastalarda ölüm nedenlerine bakıldığında 4’ünde hava yolu ile ilgili sorunlar, 1’inde MV ile ilgili sorun varken 1’inde ise nedeni belli değildi. 7 %23,3 hasta hala yaşamaktadır ve bunların 5 tanesi %71 halen MV desteği almaktadır. Diğerleri farklı dönemlerde ölmüşlerdir. Yedi yıllık total mortalite oranları Grup 1, 2 ve 3’te sırasıyla %92,8, %66,6 ve %57,1 olarak hesaplanmıştır. GKS değerleri açısından Grup 1’in GKS 1 ve GKS 2 değerleri diğer gruplara göre anlamlı derecede düşük bulundu p<0,05. Her 3 grupta da anlamlı olmamakla birlikte GKS 2 değeri GKS 1’e göre daha yüksekti Tablo 2. GKS 2 ve hasta yaşı ile evde yaşam süresi arasında anlamlı korelasyon vardı p<0,05. Hasta bakıcılar ilk 1 hafta içinde YB hekimini aramadılar. Daha sonraki aramalarda hava yolu ve MV ile ilgili sorunlar ön planda idi Tablo 3. Evde ölüm nedenleri, hava yolu sorunları %43 MV ile ilgili sorunlar %21 ve diğerleriydi %34. Çalışmadaki tüm hastalar, PEG yoluyla enteral beslenme ile taburcu edildi. Tartışma 2004-2010 yılları arasında genel YB kliniğimizde trakeostomi açılan hastaların %30,9’unu evde bakım için trakeotomili olarak taburcu ettik. Hastaların %20’si taburcu edildikten sonra 1 hafta içinde öldüler. Erken ve geç dönemde mortalitenin en sık nedenleri havayolu ve MV ile ilgili sorunlardı. Marchese ve ark.’nın 7 çalışmasında, trakeostomi açılan hastaların %22,5’nde trakeostomi kapatılmış, %67,5’i trakeotomili olarak taburcu edilmiş ve trakeotomili taburcu edilenlerin de %60,5’i MV desteğiyle taburcu edilmiş. Trakeostomiyle taburculuk oranlarının bizim çalışmadaki oranlardan daha yüksek olmasının nedenini YB mortalite oranlarının %10 düşük olmasına bağladık. Araştırmacılar mortalite oranındaki düşüklüğü, perkütan trakeostomiye bağlı olarak hastaların YB’dan ara üniteye erken transferine bağlamışlardır. Ancak araştırmacılar hastaların YB süreleri ve YB’da gelişen ciddi sorunlardan bahsetmemişlerdir. Muhtemelen yatış sürelerinin kısa oluşu ve ciddi komplikasyon gelişmemiş olması mortalite oranını düşürmüş olabilir. Bunun yanında çalışmamızda hastaların trakeostomili olarak taburcu edilmesinde çoğu zaman hasta yakınlarıyla ilgili engeller de vardı. YB ünitemizde, hasta klinik olarak taburculuğa hazır olmasına rağmen ailenin hasta bakımı için psikolojik, sosyal ya da ekonomik olarak hazır olmamalarından dolayı taburculuğu çoğu zaman geciktirmiştir ya da olmamıştır. Çalışmamızda evde yüksek mortalite hızı tespit edilmiştir. Evde ölüm nedenlerinin en başında %43 ile hava yolu sorunları, %21 ile MV sorunları gelmiştir. Grup 1, 2 ve 3’te trakeostomi sonrası yaşam süreleri yaklaşık sırasıyla 11 ay, 18 ay ve 15 ay bulunmuştur. Çalışmamızda evde ölen hasta sayısı açısından gruplar arasında fark yoktu. Marchese 8 ve arkadaşlarının yaptığı benzer çalışmada KOAH’lı hastalarda ortalama yaşam süresi 26 ay iken, nöromusküler hastalıklarda 49 ay bulmuşlardır. Genel olarak evde ölüm nedenini altta yatan hastalığa bağlamışlardır. KOAH’lı hastalarda yaşam süreleri çalışmamızdaki ile benzer bulunmuştur. Nöromusküler hastalık grubu çalışmamızda 1 hastada görüldüğü için tartışılmadı. Marchese ve ark.’nın 8 çalışmasında ise SVH grubu belirtilmemiş ya da yoktu. Oysa ki çalışmamızda istatistiksel olarak anlamlı olmasa da evde mortalitenin en yüksek olduğu grup SVH grubu idi. YB ünitemizde hasta profilinin çoğu SVH hastalarıdır. Çalışmaya aldığımız hastaların %46,6’sı SVH’lı hastalardı ve YB’a alındığında GKS ortalamaları 7,64 idi. Çalışmalarda trakeotomi ile evde bakım gören hastaların konforunun iyi olduğu ve daha sonra benzer bir durumda aynı yöntemi tercih etikleri bildirilmiştir 9,10. Bizim çalışmamızda hastaların GKS’u düşük olduğundan ve iletişim kurulamadığı için memnuniyet anketi yapılamamıştır. Evdeki hasta bakıcılarının karşılaştığı sorunlar, memnuniyeti ve moral seviyesi de bakım etkinliğini belirleyen önemli faktörlerdendir. Bizim çalışmamızda hastaların çoğu MV desteği aldığı için hasta bakıcıların en çok şikayet ettiği sorun hava yolu sekresyonları aspirasyonu ve MV sık alarm vermesi ile ilgiliydi. Marchese ve ark.’nın 8 çalışmasında, hasta yakınlarının en büyük şikayetleri, hastanın anksiyetesi, kronik uyku sorunları ve hastayla ilgili ani ölüm korkuları olarak bildirilmiştir. Evdeki sorunlardan bir diğeri, beslenme ile ilgilidir. PEG hastanın beslenmesinde konforu artırmasına ve bazı komplikasyonları azaltmasına rağmen, Golestanian ve ark. 11 akut SVH’da MV desteği ile birlikte PEG açılmasını da kötü prognoz belirleyicisi olarak değerlendirilmişlerdir. Çalışmamızda, SVH’lı hastalarımızın hepsine PEG açılmıştı. Bu gruptaki hastaların mortalitesinin yüksek olduğu düşünülürse, bizim çalışmamızda da PEG kötü prognoza işaret etmektedir. Björling ve ark. 12 çalışmalarında, trakeostomi sonrası uzun dönem hastanede takip edilen hastalarda tahmini yaşam süresinin kısalmadığını ve hastane bakım ihtiyaçlarının artmadığını göstermişlerdir. Çalışmamızda bir maliyet araştırması yapılmamasına karşın, hastane enfeksiyonları başta olmak üzere YB komplikasyonları, MV bağımlı YB hastalarının hastane maliyetini belirgin derecede artırmaktadır. Cox ve ark. 13 2000’li yıllara kadar trakeostomi açılan hastaların çok küçük bir kısmını evde bakım için taburcu edebilmişlerdir. Böylece hastanede kalış süreleri ve hastane masrafları artmıştır. Bu çalışmada taburcu edilen hastaların sadece %7’si MV desteği ile gönderilmiştir. Ancak bizim çalışmamızda eve gönderdiğimiz hastaların %80’i MV destekli olduğu için evde de bakım maliyetinin de düşük olmayacağını söyleyebiliriz. Evde bakım için gönderilen hastalar, Grup 1 hastalar daha fazla olmak üzere GKS 1 ve 2’si düşük, mobilize olmayan ve çoğu oral beslenemeyen hastalardı. Bu faktörler, evde mortalite oranlarının yüksek olmasıyla ilişkili olabilir. Zaten GKS 2’si düşük hastalarda evde yaşam süresi de düşük bulunmuştur. Çalışmamızda evde ilk 1 hafta mortalite oranı %20 iken, bu 6 hastanın 4’ünde ölüm nedeni hava yoluna bağlı sorunlardan kaynaklanmıştır. İkinci olarak MV’den kaynaklanan teknik sorunlar vardı. Hasta yakınlarına verilen eğitimin yeterli olduğunu düşünmekle beraber, özellikle ilk 1 hafta ev ortamına adaptasyon için önemli bir dönem olduğunu düşünüyoruz. Hasta bakıcıların ilk 1 hafta içinde YB hekimiyle iletişime geçmemesi de mortaliteyi artırmış olabilir. Belki de evdeki ilk birkaç haftalık dönemde YB hekimi tarafından yapılacak günlük ev ziyaretleri bu sıkıntıları azaltabilir. Sonuç olarak, evde bakım için trakeostomiyle taburcu edilen hastaların mortalite oranları yüksek bulunmuştur. Bu hastaların çoğu MV destekli ve GKS’u düşüktü. Evde mortalitenin en önemli belirleyicileri olarak hava yolu ve MV sorunları gözlemlenmiştir. Bu sorunları azaltmak için daha sık hekim ziyareti gerektiği düşünülmektedir. GKS’u düşük trakeostomili hastaların evde bakım için taburcu edilmesi konusunda klinisyenlerin fayda zarar hesabını bir kez daha yapmaları gerektiğine inanıyoruz. 1. Sağıroğlu AE, Ağkoç E, Doğan Y. Yoğun bakım ünitesinde perkütan ve cerrahi trakeostominin karşılaştırılması. Göztepe Tıp Dergisi 2010;25 Demirel İ. Griggs Yöntemi İle Açılan 52 0lguda Perkütan Trakeostomi Sonuçlarımız. Fırat Tıp Dergisi 2010;15 Cobb S. Presidential Address-1976. Social support as a moderator of life stress. Psychosom Med 1976;38 Diard C, Ravaud JF, Held JP. French survey of postpolio sequelae. Risk factors study and medical social outcome. Am J Phys Med Rehabil 1994;73 Make BJ, Hill NS, Goldberg AI, et al. Mechanical ventilation beyond the intensive care unit. Report of consensus conference of the American College of Chest Physicians. Chest 1998;113Suppl. 5 Kaplan A, Yaşar MA, Özer AB. Griggs, PerkuTwist ve Ciaglia Perkütan Trakeotomi Yöntemlerinin Karşılaştırılması. Fırat Tıp Dergisi 2010;15 Marchese S, Corrado A, Scala R, Corrao S, Ambrosino N. Tracheostomy in patients with long-term mechanical ventilation a survey. Respir Med. 2010;104 Marchese S, Lo Coco D, Lo Coco A. Outcome and attitudes toward home tracheostomy ventilation of consecutive patients a 10-year experience. Respir Med. 2008;102 Moss AH, Oppenheimer EA, Casey P, et al. Patients with amyotrophic lateral sclerosis receiving long-term mechanical ventilation Advance care planning and outcomes. Chest 1996;110 Moss AH, Casey P, Stocking CB, et al. Home ventilation for amyotrophic lateral sclerosis patients outcomes, costs, and patient, family and physician attitudes. Neurology 1993;43438– Golestanian E, Liou JI, Smith MA. Long-term survival in older critically ill patients with acute ischemic stroke. Crit Care Med. 2009;37 Björling G, Johansson UB, Andersson G, Schedin U, Markström A, Frostell C. A retrospective survey of outpatients with long-term tracheostomy. Acta Anaesthesiol Scand. 2006;50 Cox CE, Carson SS, Holmes GM, Howard A, Carey TS. Increase in tracheostomy for prolonged mechanical ventilation in North Carolina, 1993-2002. Crit Care Med. 2004;322219-26. Yoğun bakım; kişilerin birden fazla organının geçici yetersizliği nedeni ile vücudun kullanılamayan fonksiyonlarının, iyileşinceye kadar desteklenmesi ve bu süreç içerisinde hastanın hayatta kalmasının sağlanmasına yönelik faaliyetleri kapsayan ve özellikle solunum cihazı başta olmak üzere her türlü cihazların ve teknolojinin kullanıldığı uzman doktorların bulunduğu özel bir yaşam ünitesidir. Ağır ve kritik durumdaki hastaların yaşama tutunmalarını sağlayabilmek adına Yoğun Bakımda Hasta Bakımı için gerekli tüm donanıma sahip olması gerekir. Hastaların duyduğu tüm ihtiyaçlarını desteklemek için Doktor Şefkat kontrolünde işinde başarılı bir ekip hazırlanmıştır. Bu ekibin sunduğu bakım hizmetlerinin bazıları şu şekilde sıralanabilir. Solunum; kendi solunumu yeterli olan hastaları oksijen desteği sağlanırken, solunum yetersizliği çeken kişiler solunum cihazına bağlanmaktadır. Hastanın solunumu yeterli oluncaya kadar makine bağlı kalması sağlığı açısından önemli bir konudur. Beslenme; yoğun bakım hastalarının çoğu ağız yoluyla beslenemedikleri için, burunlarına bir boru takılır ve özel zenginleştirilmiş gıdalar verilerek beslenir. Bu beslenme yolunu da kabul edemeyen hastalara damardan serum verilerek beslenmesi gerekmektedir. Hijyen temizlik; hemşirelerimiz ve yardımcı personellerimiz tarafından hastanın genel beden temizliği özenle hastayı incitmeden yapılmaktadır. Hastalara günde 2 defa vücut banyosu silerek, ağız, göz ve yüz bakımları, saç banyoları ve erkek hastaların traşları yapılmaktadır. Tuvalet; idrar sondası takılarak gerçekleştirilen tuvalet bakımı aynı zamanda hasta altı bezleri ile de alınır. Yoğun bakım ünitelerinde her yaş kesimine ait hasta grupları yer alabileceği için hastalık sınıfına göre Yoğun Bakım Hasta Bakımı uygulamaları gerçekleştirilir. Hastanın gereken bakımları ise hastalığın durumuna göre değişen şartlarla gerçekleşebilmektedir. Özellikle yaşlı ve durumu ağır hastaların ilgiye ihtiyaç duyduklarından hasta bakıcılarının gerekli sabrı göstermeleri hastalarına ilgi ve şefkatle bakım uygulamaları gerekmektedir. Yoğun bakımda tedavi sürecinde olan hastalarda düzelme yavaş ve zorlu bir bekleyiş sonrasında gerçekleşmektedir. Kaliteli bir hizmet sunarak yoğun bakım hastalarının tedavi süreçlerine destek olunmakta, güler yüz ve gösterilen şefkatle hastaların moral bulması sağlanmalıdır. Yoğun bakımın ortaya çıkmasındaki amaç yeniden hayat vermedir. Ancak güvenli ve kaliteli Yoğun Bakımda Hasta Bakımı Firmaları arasında bizlerde hastalarımıza yeniden hayat vermeyi değil, mevcut hayatını iyileştirerek devam etmesini sağlamayı amaçlamaktadır. Yoğun bakım ünitelerinde hasta güvenliği önemli bir konudur. Hastalara yardım amaçlı uygulanan bakımlarda zarar vermekten kaçınmalı, onları incitmeden hizmetlerin yapılması gerekir. Ünitede bulunan bireye özgü hastalığının bilgileri toplanarak sorunu gidermek için kişinin genel bakım ihtiyaçlarına yanıt verebilecek hedefler belirlenmelidir. Kişinin ihtiyaçlarına özgü bakımları tedavisinin bir an önce tamamlanması için her gün düzenli olarak aksatılmadan yapılması gereklidir. Yoğun bakım ünitelerinde hastaların iyileşme sürecinde hemşirelerin büyük katkısı bulunmaktadır. Tedavisi başlayan kişinin taburculuğuna dek geçen sürede hemşirelerin gerekli bakımları özenle uyguladığı takdirde kısa sürede tedavinin aydınlanması ve olumlu sonuçların alındığı görülür. Konak ilçesinde yaşayan 56 yaşındaki bir çocuk babası Şeref Vardar'ın, geçen yıl eylül sonunda yapılan Kovid-19 testi pozitif karantinaya giren Vardar, nefes darlığı başlamasının ardından yakınları tarafından Sağlık Bilimleri Üniversitesi SBÜ İzmir Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Yoğun bakım servisinde 45 gün kalan Vardar, 30 gün boyunca solunum cihazına bağlı tedavi gördü. Kovid-19 teşhisi konulan ağabeyi Hakkı Vardar ise aynı dönemde vefat etti. Vardar, ağabeyinin vefatını hastaneden taburcu olunca sürecinde büyük sıkıntılar yaşayan Vardar, "Kovid-19 yine bulaşır" korkusuyla evinden dışarı çıkmıyor."Yatmaktan kaslarım erimişti"Şeref Vardar, AA muhabirine, yaşamı boyunca sağlığına çok dikkat ettiğini, Kovid-19'a yakalanıncaya kadar hiçbir sağlık sorunu yaşamadığını bakımda tedavisi başladıktan 2 gün sonra solunum cihazına bağlandığını belirten Vardar, "Benim için hayatımın en zor 45 günüydü. 30 gün yaşamımı solunum cihazına bağlı olarak sürdürdüm. Doktorların mücadelesi sayesinde yeniden sağlığıma kavuştum. Bir daha Kovid-19 olmaktan korkuyorum." diye konuştu. Kilo kaybettiğini de aktaran Şeref Vardar, "Yoğun bakıma 100 kilo girdim, 68 kilo olarak çıktım. Yatmaktan dolayı kaslarım erimişti. Kovid-19, hastalığı geçiren birçok kişide iz bırakıyor. Bende de hastalığı geçirmeme rağmen nefes darlığı devam ediyor." dedi. Kovid-19 tedbirlerinin önemine işaret eden Vardar, şunları kaydetti"Önlemlere uyulmadığı taktirde bu hastalık herkese bulaşıyor. İnsanlarımız maske, mesafe ve hijyen kurallarına dikkat etsin. Benim sigaram, içkim ve daha önce hastalığım olmadığı halde ben bu süreci zor atlattım. Bu hastalığın bir tedavisi yok. Sağlık çalışanlarımızın mücadelesine şahitlik ettim. Kendimi şanslı hissediyorum. En azından yaşıyorum. Yaşlılarımızın Kovid-19 hastalığından kendilerini koruduklarını gözlüyorum ama gençler önlemlere dikkat etmiyor. Maskeleri çene altlarında dolaşıyorlar.""Hastamız uyguladığımız tedavilere olumlu yanıt verdi"SBÜ İzmir Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yoğun Bakım Sorumlu Hekimi Prof. Dr. Cenk Kıraklı ise hastaneye getirildiğinde Vardar'ın hayati tehlikesinin bulunduğunu ifade etti. Vardar'ı sağlığına kavuşturmak için mücadele ettiklerini vurgulayan Kıraklı, şöyle konuştu"Onu entübe ettik. Solunum cihazıyla istediğimiz düzelme olmayınca onu son çare olarak ECMO dediğimiz yapay kalp ve akciğer destek cihazına bağladık. Hastamız uyguladığımız tedavilere olumlu yanıt verdi. Bir hekim olarak uzun süre cihaza bağlandıktan sonra hastamızın uyanıp sağlığına kavuşması bizleri çok mutlu etti. Kovid-19 çok tehlikeli bir hastalık. Bazı hastalarımız çok ağır geçiriyor. Aynı aileden kayıplar yaşanıyor. Hastalıkla mücadelede en önemli koruma yöntemi tedbirlere uymak." Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi HAS üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

yoğun bakımda solunum cihazına bağlı hasta ne kadar yaşar